Selin Burat’la Feng Shui ekseninde, mum ışığında bir röportaj
FEU DU CIEL her ay Mum Işığında Röportajlar başlığı altında uzmanlarla buluşuyor, yaşamınızda size yardımcı olacak bilgiler edinmek için sorular soruyor.
Selin Burat’la gerçekleştirdiğimiz bu röportaj Feng Shui nedir sorusuna odaklanıyor. Evimizde nasıl Feng Shui uygularız, şans döngüleri nedir, evimizde fazla eşya olması zararlı mı?
Gelin, birlikte öğrenelim.
Merhaba Selin Hanım, FEU DU CIEL’in röportaj teklifini kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Merhaba, davetiniz için ben teşekkür ederim. Ben Selin Burat. Batı ve Çin astrolojisi ile Feng Shui alanlarında çalışan, mekânların ve insanların enerjisini dengelemeye çalışan bir astrolog ve danışmanım.
www.astrogezenti.com adı altında bir web sitem, bir de instagram hesabım var. Bu iki mecrada hem gökyüzünü hem de yaşam alanlarımızın enerjisini anlatmayı seviyorum. İnsanlar gökyüzünün getirdiği enerjilerin nasıl yönetilebileceğini bilsinler istiyorum. Çünkü ikisi aslında birbirinden bağımsız değil. Doğduğumuz anın haritası da, yaşadığımız evin yıldızları da bize bir şey söylüyor. Ben de o dili sizin için tercüme ediyorum diyelim.
2006 yılında, can havliyle, aklımı korumak için de denebilir, kendime bir yön bulmak için bir şey ararken astroloji önüme çıktı. Zaten çocukluğumdan beri astrolojiye ilgim vardı. “Bir deneyeyim” diye ders almaya başladım, o günden beri astrolojiye olan ilgim hiç azalmadı. Kâh ders alarak, kâh kitap çevirisi yaparak ve bazen de danışmanlık verip kişilere yardım ederek kendimi keşfetmeye, çalışmaya, okumaya, gelişmeye devam ediyorum.
Astrolojinin “Ben neden böyle davranıyorum?” sorusunun cevabını bir anda önüne seren bir aynası var. Ben de istiyorum ki herkes kendi aynasına bakabilsin, kendisine bir adım daha yaklaşabilsin. Delphi Tapınağı’nın kapısındaki “Gnothi Seauton / Kendini Bil” yazısı boşuna yazılmadı. Bence insan ancak kendini bildiğinde hayat daha fark edilir, daha yaşanır bir hâle geliyor.

Ne kadar güzel şekilde açıkladınız! Feng Shui nedir, sorusuyla devam edelim mi?
Feng Shui, “rüzgâr” ve “su” anlamına gelir ve yaşam alanlarımızdaki enerji akışını düzenleyerek bizi destekleyen bir ortam yaratmayı amaçlayan, kadim bir Çin öğretisidir. Ayrıntılı bir hesaplama yöntemi kullanılarak mekândaki yönler, mekânın yapılış tarihi kullanılarak da mekânın haritası çıkartılır. Basit gibi görünse de bu işlemler çok katmanlıdır. Evimizin yönleri, element dengeleri, yıllık ve dönemsel yıldızlar, hatta kapı konumu bile yaşamımıza etki eder. Sonuçta çevremiz ne kadar dengede, huzurlu olursa hayat akışımız da o kadar rahatlar.
Çin metafiziğine göre kişinin kaderi, doğduğu anda belirlenir. Kişinin doğum yılı, ayı, günü ve saati onun karakterini, potansiyelini ve yaşam rotasını oluşturur. Yani doğduğumuz anın bilgisi içerisinde,
Aynı harita bize kişinin şans döngülerini de gösterir. Pek çok kişi şansı “tesadüfen karşısına çıkan iyi bir olay” olarak yorumlar. Oysa metafiziğe göre hiçbir şey tesadüf değildir. İyi şans dönemleri de, zorlayıcı şans dönemleri de doğum anımızda bellidir.
Öyleyse Feng Shui kaderimizi nasıl etkiliyor?
Aslında Feng Shui kaderi değiştiremez, şansı da tamamen tersine çeviremez. Ama kişinin potansiyelini ortaya çıkarması için ona muazzam bir destek sağlar.
Çünkü Feng Shui, yaşadığımız ortamdan aldığımız iyi–kötü etkileri düzenler. İyi enerji refah ve sağlık getirirken kötü enerji başarıyı, motivasyonu ve bedensel enerjiyi tüketebilir. Yani yaşam alanları bizi düşündüğümüzden çok daha fazla etkiler. Kısacası Feng Shui, “hayat çizgimizi” değil, o çizgide yürürken zeminin ne kadar kaygan ya da ne kadar konforlu olacağını belirler diyebilirim.

Feng Shui’nin bizim kültürümüze uygun olduğunu söyleyebilir miyiz?
Kesinlikle evet. Bizim kültürümüzde “bereket”, “enerji”, “nazar”, “evin havasının değişmesi” gibi kavramlar zaten çok güçlü. Feng Shui bu sezgisel bilgiyi sistematik hâle getiriyor. Yani bizim bildiğimiz şeylerin aslında bir matematiği var. O yüzden insanlar Feng Shui’yi uyguladıklarında çok hızlı sonuç alıyor.
Karen Kingston diyor ki: “ ‘Lazım olur’ zihniyeti yoksulluk bilinci psikolojisinin parçasıdır…” İnsanlar neden eşya atmakta zorlanıyor sizce?
Çünkü eşya dediğimiz şey aslında sadece “eşya” değil; anı, güvenlik hissi, bazen de bir korkunun sembolü. “Ya bir gün lazım olursa?” dediğiniz her şey aslında şunu söylüyor: “Gelecekte kendime güvenemiyorum.”
Bırakamamak, bilinç dışında kaybetme korkusu ve “eksilme” endişesiyle çok bağlantılı. O yüzden Feng Shui’de önce kullanılmayan eşyaları çıkararak enerjiyi temizleriz. Evde yer açıldığında insanın zihni de açılır.
Ev dekorasyonu bizi nasıl etkiliyor?
Hayatta her şeye yer var. Sadece bunların doğru kompartmanlara ayrılmış, doğru yerlere konuşlandırılmış olması gerekiyor. Dekorasyon dediğimiz şey, psikolojimizin dışa vurumu aslında. Renkler, ışık, yerleşim, hatta objelerin formu bile bilinç dışımıza çalışır. Örneğin, koyu renk ve karışık bir ev zihinsel yorgunluğu tetikler, fazla keskin köşeler huzursuzluk yaratır. Aydınlık, düzenli ve element uyumuna uygun bir ev ise insana nefes aldırır, üretkenliği ve motivasyonu artırır. Çünkü mekân, davranışı şekillendirir.
Ancak evin karanlık olması gereken yerleri de var. mesela kiler aydınlık olamaz. Ya da ardiyemizde böyle bir aydınlığa ihtiyaç yok. Her taş yerinde ağır yani.
Peki, siz bir uzman olarak evlerimizde, ofislerimizde Feng Shui’yi nasıl uygulamamızı önerirsiniz?
En doğrusu kişiye özel bir analizdir çünkü her evin yıldız haritası farklıdır. Ama genel olarak:
Ancak tabii en iyi sonuca ulaşmak için Flying Star analiziyle evin yıldızlarına göre bir düzenleme yapmanızı öneririm.
Feng Shui’de elementler neler? Bu elementleri nasıl kullanabiliriz?
Feng Shui’nin temelinde Çin bilgeliğinin “Beş Element” sistemi vardır: Ağaç, Ateş, Toprak, Metal ve Su. Bunlar sadece doğa unsurları değildir… Renklerden davranışlara, objelerden yönlere kadar her şeyi, hatta hayatımızdaki döngüleri temsil ederler. Kısaca bu elementlerin temsil ettiği kavramları ve evde karşılık geldiği nesneleri belirteyim:
Bunlar sadeleştirilmiş tanımlar elbette. Çünkü Çin metafiziğinde elementler aynı zamanda karakteri de açıklar. Yani beş element sistemi hem evimizin enerjisinde hem de insanın kader kodunda çalışır.
Elementleri mekânda kullanma amacımız ise elementin eksik olduğu alanları dengelemektir. Mesela mekânda durgunluk hissediyorsanız size su elementi, kaos ve dağınıklık hissediyorsanız ise toprak elementi destek olabilir.
Feng Shui’ye göre, mumları ve kokuları evimizde hangi bölgelerde kullanmalıyız?
Bu sorunun net yanıtı mekânın Flying Star haritasına göre değişir. Çok önemli başka bir unsur da orada yaşayan kişinin kendi haritasıdır. Örnek vereyim: Benim haritamda ateş elementi çok yüksek ve iyi elementim değil. Ama bu elementim yüksek olduğu için ateş barındıran mum, şömine gibi şeyleri çok seviyorum. İyi elementim olmayan ateşi yanlış yerde kullandığım için geçmişte bir mum, laptopumun kapağını eritmişti.
Mumlar ve ev kokuları doğru yerde kullanılırsa size hareket, neşe ve yaratıcılık getirir.
*** Siz de en güzel ev kokusu çeşitleri ve dekoratif mum çeşitleri için FEU DU CIEL ürünlerini inceleyin.
Bereketi ve rahatlığı evlerimizde yaşamamız için Feng Shui’ye uygun 5 temel öneri verebilir misiniz?
Elbette, çok sevdiğim bir liste bu:
***
Selin Burat’a ulaşmak, Feng Shui danışmanlığı almak ve onu takip etmek için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz:
Web Sitesi: https://www.astrogezenti.com/
Selin Burat’ın Instagram Profili: Link
Az eşya ile ev dekorasyonu mümkün mü, size uygun oda kokusu çeşitleri hangileri? Sorularınızın yanıtlarını FEU DU CIEL Blog’da bulabilirsiniz.
Selin Burat’la Çin astrolojisi, Batı astrolojisi ve Feng Shui odaklı röportajlarımızı okumak için blog sayfamızı takip etmeye devam edin.
